21 Eylül 2010 Salı

"Prim"


TDK anlamı: İşveren tarafından iş yapanı isteklendirip verimini arttırmak veya sonuca daha çabuk ve kolay ulaşması amacıyla verilen para. Şöyle de bir örnek ile taçlandırılmış tdk.org'da:
"Kimi mutluluğu attığı golde, aldığı primde, kırdığı rekorda bulur."

Bilindiği gibi A Milli Basketbol takımımız 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası'nda inanılmaz bir başarıya imza atıp final oynadı, ABD takımını yenemeyince şampiyonayı 2. olarak bitirdi. Bizlere bıraktıkları da sevinç, gurur, para tartışması oldu.

Oyuncular, yönetmelikte yer aldığı üzere 500 Cumhuriyet altını, bir de başbakanın sözü üzerine 1.5 milyon lira prim aldılar. Ayrıca Ali Ağaoğlu da her birine birer adet lüks ev verdi. Aldıkları parayı hakettikleri konusunda hemfikiriz fakat bu kadar abartılması gerekir miydi? Ya da Nevin Yanıt kaç ay önceki başarısının emeğini hala alamamışken, basketbol takımının parayı hemen alması doğru oldu mu? Antalya'da dünya rekoru kıran Nurcan Taylan'a aynı destek verildi mi? Daha yeni Sırbıstan'da Banja Luka Challengerda şampiyon olan Marsel İlhan'dan başbakanın haberi var mı? Ben söyleyeyim: Hayır.

Çünkü biz sadece popüler olan şeylerle ilgileniyoruz, onlara haber değeri veriyoruz. Evet, saydıklarım belki basketbol şampiyonası kadar Türkiye'nin tanıtımına yardımcı olmamış olabilir, ama asıl merak ettiğim konu biz Amerika'dan zengin miyiz? Zira ABD milli takımına verilen para kişi başı sadece 25.000 dolar!

Tabi şöyle de bir durum var, geçenlerde Hakan Ünsal köşesinde yazdı, "2002'de dünya 3.sü olduğumuzda bize verilecek olan prim için hayır kampanyaları başlatılmıştı, ya Türkiye'nin refah seviyesi şimdilerde yükseldi, ya da insanlar futboldan nefret ediyormuş" diye. Keşke ilk dediği gibi olsa, keşke Türkiye'nin refah seviyesi yükselmiş olsa da biz bol keseden spocularımıza dünyaları alsak. Ama sen binlerce öğretmen açığına rağmen, hiçbirini kadroya almıyorsan ve ortalık sırf bu yüzden üniversite mezunu işsizden geçilmiyorsa, kusura bakma ama senin bu parayı verme gibi bir lüksün yok.

Ücretin fazlalığına tepki göstermenin yaşanan başarıyı küçümsemekle uzaktan yakından alakası yok. Hepsiyle ayrı ayrı gurur duyuyoruz, çok daha başarılı olmalarını da istiyoruz kişisel kariyerlerinde. Sadece yere daha sağlam basılması gerektiği taraftarıyız sanırım.

Ama belki de, milli formayla mücadele ettikten "maddi manevi destek isteme işi", artık bu kadar sıradanlaştı? Zira bu iş "bayrağı göğsünde taşımak"tan biraz çıkmış durumda...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder