2 Ağustos 2010 Pazartesi

Inception-Başlangıç

İtiraf edeyim, film izleme özürlü bir insanım. 2 saat boyunca aynı ekrana bakıp yerimde oturmak benim için gerçekten zor. Bu sebepten ancak özellikle beklediğim ya da afişinden/konusundan deli gibi etkilendiğim bir filme ilk çıktığı günlerde gidebilirim.
Bilim kurgu dalında ancak Transformers serisini izleyen bir insan olarak da Inception'ın fragmanını birkaç hafta önce izlediğimde kesinlikle izlemeliyim bu filmi dedim ve vizyona girmesinin 2. gününde kuzenlerimi kapıp sinemaya koştum. -Bu arada bu coşkuyla filmin +13 olduğunu unutup, 2. yarıdan filmin sonuna kadar uyuyacak olan 11 yaşındaki kuzenimi de peşimde sürükledim ama olsun.-
Filmin ilk 20 dakikasında "off hiçbir şey anlamıyorum! acaba yanımdakiler anlıyor mu, bana biraz çıtlatsalar ya" hissi fena halde hakimdi. Fakat film ilerlemeye başladıkça taşlar yerine oturmaya başladı ve her sahnede şaşkınlık ve hayranlık biraz daha arttı. Hatta öyle ki filmin kurgusuna ve karakterlerin zekasına ve de meslektaşım sayılan mimar kızın hayalgücüne bakıp "ben hiçbir zaman böyle bir mimar olamayacağım" dahi dedim.
Filmden çıktığımızda ise birbirimize bakıp söylediğimiz ilk kelime pek afedersiniz "ohaaa!" oluyor. Karmaşık ama inanılmaz bir kurgunun yanı sıra izlerken fena halde beynimiz de yoruluyor!
Nolan'ın muhteşem kurgusunun yanı sıra şahane oyunculuklarla birlikte soundtracklerde Hans Zimmer imzası görmek de ayrıca hayran olma sebebi. Time, Old Souls ve 528491 da filmin öne çıkan parçalarından.
Sonuç olarak; harika bir filmdi Inception. Ölmeden önce izlenmesi gereken filmler arasına eklenmeli kesinlikle!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder