3 Haziran 2011 Cuma
Güzel şeyler Krek'te
Dünyanın en güzel kampüsü santralistanbul'dayız. Berkun Oya'nın Almanya'da katıldığı tiyatro festivalinde büyük ödülü aldığı "Güzel şeyler bizim tarafta"yı bir de biz görelim dedik.
Biliyoruz ki bu adamların kafası başka. Bizim alıştığımız tiyatronun, oyunların çok dışında. "Farklı" beklentilerle, hayalkırıklığına uğramayacağımızdan emin olarak, kulağımızdaki mükemmel müzikler eşliğinde beklemeye başlıyoruz biz de.
Oyun başlıyor, seyirciyle sahne arasındaki camı yadırgıyorum önce. Sonra, bize verilen işitme cihazları sayesinde oyuncuların nefes alışlarını ve iç çekişlerini dahi duyunca, camın bizi sahneden uzaklaştırdığını değil, aksine bizi oyunun içine çektiğini de görüyoruz.
Oyunda; birlikte yaşayan ve dört yıllık bir ilişkileri olan iki sevgili ile, evlerine hırsız olarak giren ve doğudan kaçıp gelen başka bir çiftin hikayesi anlatılıyor. Yaklaşık 100 dakika boyunca, bir saniye bile sahneden gözerimi ayırmadan oyunu izliyorum. Diyaloglar öyle gerçek, karakterler öyle yanıbaşımızdan ki, oyun boyunca Berkun Oya'nın ne muhteşem bir adam olduğu beynimde yankılanıp duruyor.
Genellikle dram üzerine kurgulu oyunda, yerli yersiz bi' çok şeye de gülüyosunuz, kendinizi birden hikayenin içinde bulup ağlamaya başlamak istediğiniz de oluyor.
Kısacası Berkun Oya önderliğinde Bartu Küçükçağalayan, Tülin Özen, Öykü Karayel ve Ozan Çelik sizi insanlaştırıyor.
Ve "Hoop gitti kafa." Oyunda Bartu Küçükçağlayan ve Onur Ünsal var. Onur, Bartu'nun en yakın arkadaşı olarak ona babasının ölüm haberini getiriyor ama Bartu, durumu anlamak istemediği için bi' sürü yol deniyor. Ama en çok dans ediyor ve sanki arkadaşı başka bi' şey söylemiş gibi davranıyor.
Oyunun konusunu okuduktan sonra kesinlikle görmem gerektiğini düşünmüştüm. Dört ay önce yaşadığım o kötü anda nasıl tepki verdiğimi çok iyi hatırlamadığım için, bir de başkasını görmeliyim diye düşündüm. Oyun sırasında da farkettim ki, -her ne kadar dans etmesem de- ben de oyundaki gibi başka bi' şey söylüyorlar da ben yanlış anlıyorum samıştım. Bu konuda şaka yapılmayacağını bildiğim halde ya 'şaka yapıyorlar', ya da 'ben gerçekten rüyadayım' diyordum.
İzlerken de bol bol ağladım, hem iyi hissettim, hem de salondan çıkmak istedim bi' an ama kendimi orada tutmak ve oyunu sonuna kadar izlemek beni güçlendirdi gibi geldi. Üstelik oyun sadece dram üstüne de kurulu değil, Bartu öyle yerlerde öyle şeyler yapıyor ve söylüyor ki, gözyaşları içindeyken gülmeye başlayabiliyorsunuz birden. -Tabii bu durum, oyun sırasında bağırarak kahkaha atan insanları anlamamı sağlayamıyor yine de.
Sonuç olarak gidin görün, Krek'te gerçekten güzel işler oluyor. Oyunlar hakkında detaylı bilgiyi de internet sitesinden alabilirsiniz.
http://krek.net/
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder